top of page
  • Yazarın fotoğrafıEkonomi

En Az 3 Çocuk ile Asgari Ücret

Asgari ücret mevzusu bizim memlekette önemli mevzu. İspanya’da nüfusun %1’i, Almanya’da %6’sı, Fransa'da %11’i, bize en yakın rakama sahip olan Slovenya’da nüfusun %15’i asgari ücret alıyorken; bizde açıklanan son veri olan 2020 SGK verilerine göre özel sektör çalışanlarının tam %42’si asgari ücret alıyor.


Son iki yılda görece yüksek asgari ücret zamlarının ardından bu oranın %50’leri geçip %60’lara dayandığını tahmin etmek çok zor değil. Tabi hemen bir şerh koyalım. Bu oranın önemli bir kısmı; şirketler tarafından ücretleri SGK’ya asgari ücret olarak gösterilip maaşlarının kalan kısmını elden alan çalışanlardan oluşuyor. Bir başka işveren grubu da var ki, onlar da çalışanlarına asgari ücret vermeye bile razı değil. Çalışanlar da asgari ücretin altında çalışmaya razı ki, bankaya yatan maaşlarının bir kısmını patronlarına elden iade ediyorlar.


Ahlaksızlıklarımız yüzünden gerçek asgari ücretli çalışan sayısını tahmin etmek zor. Amaaan boş verin, siz de ortamlarda biz helali haramı bilen milletiz, çalışanın hakkını teri soğumadan veren ümmetiz dersiniz ne olacak canım siz de! Yiyin efendiler yiyin; aksırana kadar, tıksırana kadar hak yiyin. Ne de olsa bu sizin milli sporunuz.


Neyse zehrimizi akıttığımıza göre şimdi asgari ücret konusuna devam edelim. Asgari ücrette bu sene radikal bir değişiklik oldu ve asgari ücretliden gelir vergisi alınmamaya karar verildi. Bu sayede asgari ücret zammında işverenin yükü azaltılmaya çalışıldı. Daha sonra ise asgari ücret için tanınan gelir vergisi muafiyeti, diğer çalışanlar için de asgari ücretliden muaf tutulan tutar kadar istisna oluşturacak şekilde genişletildi.


Bu açıdan bakarsanız yıllardır dile getirilen “asgari ücretliden gelir vergisi alınmasın” söyleminin hayat bulduğunu, hatta bu avantajın tüm çalışanları kapsayacak şekilde genişletildiğini söyleyip hükumeti takdir bile edebilirsiniz fakat bu durum fiiliyatta ne kadar gerçeği yansıtıyor? Süzgecimizden bir geçirelim.


Asgari ücretten gelir vergisi alınmayacak haberinin ardından herkes mutlu oldu fakat işin uzmanlarının ilk sorguladığı konu, asgari geçim indiriminin (AGİ) ne olacağıydı. AGİ gelir vergisinden çalışana iade edilen tutarı ifade ediyor. Geçmişe dönersek AGİ’nin atası, eskiden doldurmuş olduğumuz fişler ve o fişlerden aldığımız vergi iadeleri. 2007 yılında fiş toplama ve beyan etme dönemi son bulmuştu ve kişinin evlilik durumuna, eşinin çalışma durumuna ve çocuk sayısına göre değişen tutarlarda AGİ belirlenip çalışanlara vergi iadesi olarak ödenmeye başlanmıştı.


Asgari ücretliden gelir vergisi alınmayacağına göre acaba AGİ desteği de kalkmış mıydı? Bu konudaki ilk açıklama Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan asgari ücret zammını açıkladığı sırada geldi. Erdoğan “Asgari ücreti belirledik. Buna göre 2022'de asgari ücretin en alt rakamı 4 bin 253 TL olarak uygulanacak. Bu ücret, çalışanın evli olması ve çocuk sayısına göre yükselmektedir.” demişti. Çalışanın medeni durumu ve çocuk sayısına göre maaşının yükseleceği ifadesi, adı AGİ olmasa da başka bir yöntem ile evli ve çocuklu çalışanların korunacağını işaret ediyordu.


Açıkçası bu yazının bu kadar gecikmesinin sebebi, koskoca Cumhurbaşkanı bir söz söyledi, mutlaka bir düzenleme yapılacaktır beklentim oldu. Buna karşın süreçte gördük ki, bir daha kimse bu konuda bir söz söylemedi ve AGİ konusu da gümbürtüye gitti. Anlaşılan %50 zam yaptık diye, gururla devletin en tepesinin açıkladığı asgari ücret zammının bir kısmı, daha açıklanır açıklanmaz geri alınıyordu. Şimdi gelelim bu AGİ meselesinin asgari ücret zammında kime, ne şekilde yansıdığına.


Öncelikle 2021 dönemini bir analiz edelim. 2021 yılı asgari ücret 2.825,90. Bu ücreti şimdi çarpanlarına ayıralım. Asgari ücret 2.825,90 TL olsa da baz ücret 2.557,59 TL diyebiliriz. Bu tutar üzerine AGİ’nin eklenmesi ile eş ve çocuk durumuna göre ücretler belirleniyor ve bekar çalışanın maaşı da asgari ücreti oluşturuyordu.

Gördüğünüz gibi 2021 yılında asgari ücret her ne kadar 2.825,90 TL olarak ifade edilse de eşin çalışma durumu ve çocuk sayısına asgari ücret 3.013,72 TL’ye kadar çıkabiliyordu.


Şimdi bir de 2022’yi inceleyelim. 2022 için hem iki tane tablo hazırlamamıza gerek yok hem de o tablo için çok fazla kasmaya.

Bu basit tablonun ardından anlaşılacağı üzere artık asgari ücret ile çalışanlar için evli olma, çocuk sahibi olma, eşin çalışıp çalışmama durumunun bir önemi yok. Peki AGİ’nin devre dışı kalması %50 olarak ilan edilen asgari ücret artışını fiiliyatta kaç yaptı, şimdi de onu görelim.

Tablodan da görüldüğü gibi asgari ücret zammının bir kısım çalışan için %50 olduğu doğru fakat evli hele bir de çocukluysanız geçmiş olsun. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözünü dinleyip en az üç çocuk yaptınız, hanımı da çalıştırmayıp evde otursun çocuklarına baksın dediniz zam oranınız o halde %41,13! Bekar arkadaşınız ile aynı maaşı alacaksınız artık. Neyse bu da size ders olsun, Cumhurbaşkanı bile olsa kimsenin sözüne güvenip uçkur çözmemeyi öğrenirsiniz artık umarım.


Şimdi diyeceksiniz ki: AGİ’deki 100-200 lira farka güvenip mi çocuk yapıyor insanlar, abarttın sen de iyice. Yahu ben de biliyorum bu topraklarda üreyip çoğalmayı teşvik edici en büyük unsurun “Her bebek rızkı ile gelir” anlayışı olduğunu, insanların çocuk yaparken en son düşündükleri şeyin satın alma güçleri olduğunu ama derdimiz hem bilgi edinmek hem de içinde bulunduğumuz hali sorgulamak ise insan sormadan, karşılaştırma yapmadan duramıyor işte. Şu bitmiş, tükenmiş, bizi kıskanmaktan krizlere giren Almanya’ya bir göz atalım mı mesela?


Almanya’da asgari ücret brüt olarak 1.621 Euro. Alman vergi sistemi biraz karmaşık ve çok değişkenli olduğu için bizdeki gibi kuruşu kuruşuna bir net ücret belirlemek zor ama yaklaşık olarak konuşursak Almanya’da net asgari ücret 1.200 Euro (+/-100). Şimdi gelelim bir de şu çoluk çocuk işine. Almanya’da çocuk için devletin yaptığı ödemeler şu şekilde: ilk iki çocuk için çocuk başına 204 Euro, üçüncü çocuk için 210 Euro, dördüncü ve sonraki her bir çocuk için 235 Euro. Bu desteği bir defalık sanmayın, çocuğunuz 18 yaşına gelene kadar her ay verilen bir destek bu.


Eşini çalıştırmayan, önce Cumhurbaşkanı’nın talimatını yerine getirmek için yola çıkan sonra da soyadı sürsün diye erkek çocuğu bulana kadar devam eden beş çocuk sahibi milliyetçi, muhafazakar, Lozan’ın üstünden 100 yıl geçince ülkenin şahlanacağına inanan Anadolu kaplanı Mehmet ile kıskanç Almanya’nın doğum kontrolden bihaber 5 çocuklu vatandaşı Hans’ı bir karşılaştıralım.


Mehmet bekar da olsa, evli de olsa, bir çocuğu da olsa, üç çocuğu da olsa, beş çocuğu da olsa aldığı para 4.253,40 TL. 5 çocuklu Hans’ın bir ay boyunca işe gidip mesai yapması sonucu aldığı para yaklaşık 1.200 Euro. Beş çocuğunun eğitimi ve gelişimi için devletten aldığı toplam sosyal yardım ise 1.088 Euro. Bekar bir Alman’ın aylık geliri 1.200 Euro iken; Hans’ın geliri 2.288 Euro.


Buraya kadar güzel geldik, kapanışta da hataya yer vermemek adına bir teşbihe yer verelim. Ne demişler teşbihte hata olmaz. Anlayacağınız, çocuk konusunda Alman hükumeti Mercedes gibi: tüm gereksinimleri bizim yerimize düşünmüş ve konfor sunma odaklı; bizimki ise gerdek gecesi damadın sırtını yumruklayan arkadaşlar gibi: insanların mahremine giren münasebetsiz, hadsiz ve faydasız. Safi rüzgar.

 

Eğer yazıyı beğendiyseniz;


Yeni yazılardan haberdar olabilmek için siteye ücretsiz üye olabilir ya da sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz,

Yazılardan daha fazla kişinin haberdar olmasını isterseniz de, yazıyı aşağıdaki logolar vasıtasıyla whatsapp/telegram gruplarında ve sosyal medya uygulamalarında paylaşabilirsiniz.


Her zaman farkında kalabilmek ümidiyle.

1.043 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page