Bu pazar itibarıyla kamuoyuna Türkiye Kerizler Konfederasyonu Başkanlığımı ilan ediyorum. Bugünlere kolay gelinmedi. Elbet acılar çekildi, bıçağın kemiğe dayandığı çok oldu ama şükür kimselere bırakmadık bu makamı. Konfederasyon dedik, yani birden çok keriz federasyonundan oluşmakta teşkilatımız. Gelin size biz kimiz, biraz anlatayım.
Konfederasyonumu tanıtmadan önce bir teşekkür, bir de özür ile yazıya başlamak isterim. Öncelikle bu konfederasyonu kurma fikrimin oluşmasına neden olan EYT’liler Federasyonu Başkanına teşekkürlerimi iletirim. Kendisini en son bir Youtube kanalı olan Flu Tv’de izledim. Kendisi bu yayında 20 küsür yıllık mücadelelerini ballandıra ballandıra anlattı. 1999 öncesi işe başlayıp kadınlarda 38, erkeklerde 43 yaşında emekli olamamalarının verdiği ızdıraptan falan bahsetti. Twitterdaki hastag organizasyonları ile elde ettikleri kazanımlardan bahsedip hatta 1999’dan sonra işe girenler de haklarını arasınlar, erken emeklilik onların da hakkı dedi. Tahammül sınırlarımı zorlayarak izlemeyi tamamladığım yayının ardından kendisinden feyz alarak bu konfederasyonu kurmaya karar verdim; çünkü biz kerizlerin de birlik olmaya, dayanışmaya hakkı var. Bu yüzden teşekkürüm ona.
Şimdi gelelim özre. Bundan 2-3 yıl önce çalıştığım şirkette bir personelimiz çeşitli sebeplerden dolayı çok demoralize olmuş ve artık bizimle çalışmak istemiyordu. Kendisi hakkında pozitif şeyler duymuştum ve ben de onu motive etmeye çalışıyor ve yaşadığı hususların iş hayatında olabilecek şeyler olduğundan falan dem vuruyordum. Konuşmanın bir yerinde “zaten seçimden önce EYT çıkacak ben de emekli olup tazminatımı alıp kendi işimi yapacağım” dedi. “Sen kaç yaşındasın ki emekli olabileceksin?” diye sordum. 45 yaşındayım ben dedi. Sonra da “İyi Parti bu meseleyi çok sahiplendi, seçimler yaklaştıkça Ak Parti de bu yasayı çıkarmak zorunda kalacak ve ben de emekli olacağım göreceksiniz” dedi. Ben de kendisine “seni 45 yaşında emekli etmek demek vatana ihanet etmek demektir, bunlar eskide kaldı artık Ak Parti de, İyi Parti de seni o yaşta emekli etmez, edemez” dedim. İçimden de “ulan övdükleri adama bak, gerçeklikten ne kadar uzak” deyip kafamda o personelin hanesine bir eksi bile attım. Günün sonunda geldiğimiz yere bakınca; özür diliyorum dostum, hakkını helal et.
Şimdi gelelim sizi federasyonlarımız ile tanıştırmaya. Madem konuya EYT’den başladık ilk federasyonumuz geliyor. Evet karşınızda:
Bırak Anasını Babasını, Ninesinin Dedesinin Dahi Emekli Maaşını Kendi Primleri ile Ödeyecek Olan Genç Kerizler Federasyonu
Bu federasyonumuza üye kişiler eski Türkiye diye bok atılan ve 40-45 yaşında emekli edilen dedeleri ve nineleri yetmezmiş gibi aynı yaşlarda emekli olan ana ve babalarının primlerini de ortalama 45 yıl ödeyecekler. İyi de kardeşim emekli maaşı, kişinin çalışırken ödediği primlerden elde edilen getirilerle onu yaşlılıkta finanse eden bir sosyal devlet mekanizması değil midir, ben niye atalarımın maaşını ödüyorum? “Millete miras kalır, bize niye bu 40 küsür yaşında, ben yoruldum hayat gelme üstüme diyen ihtiyar delikanlıların maaşını ödemek düşüyor?” falan demeyin. Burası Türkiye. Buradaki ekonominin gerçekleri iktisat kitaplarında yazmaz. Hatta iktisat teorileri ile durumu açıklamaya çalışanlar, “bu mallar da geçen yüzyılda kaldı, biz iktisadın kitabını yeniden yazıyoruz açıp okumuyorlar ki” diye hor görülür.
Basit bir hesap yapalım. Güncel asgari ücret ve güncel minimum emekli maaşı üzerinden ilerleyelim. Ata erkil bir toplumuz madem, erkek çalışandan ilerleyelim. 8.500 TL asgari ücret alan bir EYT’linin brüt maaşı 10.008 TL. Yani her ay yaklaşık 1.500 TL SGK için asgari ücretliden kesiliyor. 25 yılda 300 ay var. 1.500 TL x 300 ay = 450 bin TL. Erkekler için Türkiye’de ortalama ömür 75. 43 yaşında emekli olan EYT’limiz 75-43 32 yıl boyunca emekli maaşı alacak. 32 yıl boyunca ne kadar mı maaş alacak peki? 32 yılda 384 ay olduğuna göre, en düşük emekli maaşı da 5.500 TL olduğuna göre tam 2.112.000 TL. Ha bu arada ödenen 450 bin TL karşılığında da dünyanın en iyi sağlık sistemi olduğu iddia edilen, binaları ultra lüks ama muayene süreleri 5 dakika olan hastanelerden de 75 yıllık ömrünün tamamında ücretsiz yararlanacak.
Bunu gidip bir özel sigorta şirketinden isterseniz cevabı muhakkak ki, “Hadi yaa? Bir de şuraya uzanayım şöyle çıplak. Başka ne istersin?” olurdu. Buna karşın konu kamunun malı yani halkın toplam varlığı olunca herkes yağmacı bir zihniyetle saldırı peşinde. Çünkü herkes biliyor ki o isteyip almazsa o parayı hakkı olmayan başkası alacak. Adil düzen inancı kalmayınca da herkesin mantığı: ne koparabilirsek kârdır.
Bakın enflasyon vs. kafanızı karıştırmasın. Tüm tutarlar şimdiki değer üzerinden, yani enflasyon, faiz, getiri ve benzeri etkilerden arındırılarak hesaplanmış şeyler. Bir devlet baba düşünün ki; sizden 450 bin TL alıyor, karşılığında ise size hem sağlık hizmeti hem de üstüne 2.112.000 TL veriyor. İnsan böyle devlete sadece oyunu değil, nelerini vermek istemez ki. Peki biz oyumuzu verdik ama bu parayı devlet büyükleri kendi cebinden mi veriyor? Yooo. Federasyonumuz işte bu noktada devreye giriyor. Konfederasyonumuzun en önemli parçalarından biri olan federasyonumuzun üyeleri yani kerizleri, olması gerekenden daha geç emekli olarak, daha düşük emekli aylık bağlanma oranları sonucu daha az emekli maaşı alarak ve başka ad altında toplanan onlarca vergi kalemi ile A partisinin iktidarda kalabilmesini ya da B partisinin iktidara gelebilmesini fonluyoruz. Ne mutlu bize.
Şimdi size konfederasyonumuzun ikinci federasyonu ile tanıştırayım. İşte karşınızda kısa ve net:
Vergisini Zamanında Ödeyen Kerizler Federasyonu
Dünün maaşını alınca ilk olarak faturaları ödeyenleri, bugünün ise faturaları otomatik ödeme talimatı ile aksatmadan ödeyenleri, siz de birleşin efendim. Elektrik, su ve doğalgaz faturalarını; mtv, kdv, gelir vergisi, kurumlar vergisi her bir şeyi günü gününde ödeyenler siz de kendinizi yalnız ve çaresiz hissetmeyin efendim. Sağdan soldan borç alıp, bankadan ek hesap kullanıp faiz ödeyip bir şekilde bulup buluşturup devlete olan borcunuzu ödediniz ve şimdi bakın bakalım her iki üç yılda bir olan vergi affı bu seçim öncesi nasıl katmerli hale gelmiş.
Efendim seçimlere kaldı kaldı 3-4 ay. Elbette bu seçmene ve seçtiklerine de kallavi bir vergi affı yakışırdı, hiç şaşırtmadı. Vergi affı meclise gönderildi. Borçların faizini silmeyi mi ararsınız, 48 ay vade mi ararsınız, her türlü kıyak var pakette. Hatta bu defa hiç olmayan bir şey de var pakette: 2.000 liraya kadar vergi borcunuzu da siliyor devletimiz. Yani öyle peşin ödedim zarar ettim başkası 2 sene sonra ödedi, yok şu kadar taksitte ödedi falan değil, sen peşin peşin ödedin kardeşim başkası hiç ödemedi, ödemeyecek ve ikiniz de yükümlülüklerini yerine getiren vatandaşlar olarak aynı noktada olacaksınız günün sonunda. Çok mu zoruna gitti?
Hey sen, vergisini ödeyen vatandaş! Birileri de çıkıp şu zamanında borçlarını ödeyenlere de bir dönemlik %10 indirim falan yapılsın demiyor değil mi? Federasyonumuzun kapıları sana sonuna kadar. O halde Federasyonumuza katılışın şerefine sıradaki şarkı sana Vergi Affı Paketinden Ankaralı Turgut’un sesi ile geliyor.
Kısa bir müzik arasından sonra federasyonlarımızı tanıtmaya devam edelim. Şimdi sırada alırken iyi ama öderken tu-kaka demeyip borcunu zamanında ödemiş fakir ama gururlu gençler var.
KYK Kredi Borcunu Zamanında Ödeyen Kerizler Federasyonu
Bu federasyonumuzun üyelerinin çoğu mezun olduktan iki yıl sonra iş bulmasalar da, kendi alanında iş bulamayıp market kasiyerliği yapsalar da 4 yılda aldıkları krediyi 2 yılda enflasyondan kaynaklı zamlı haliyle birlikte ödeyenlerden oluşuyor.
Bu üyelerimiz, borçlarını ödeyip bitirdikten sonra çok şükür bu borçtan da alnımızın akıyla kurtulduk diye mutlu olurken, ne ile karşılaştılar dersiniz? Sağ olsun seçim avcısı hükümetimiz KYK borçlarını ödemeyenlerin faizini yani enflasyon farklarını sildi. Krediyi alırken asgari ücret 1400 lira, krediyi öderken 8500 lira. Ama kredi borcunu ödemeyenlere, aldıkları kredi borcu kadar ödedikleri kredi borcu.
Sen dört yılda onlarca dersi verip sınıfları teker teker geç, yüzlerce sınavı ver mezun ol ama asıl dersi mezun olduktan yıllar sonra devlet babadan al. Hayat okulunda daha yolun başındasın mekteplim, burası Türkiye ve sen federasyonumuzun en nadide çiçeğisin.
Bir sonraki durağımızda ise başını sokacak evi devletin belirlediği kurallara göre, dişinden tırnağından arttırarak yapanlar ya da alanlar var:
Kaçak Ev Yapmak Yerine Evini Binbir Zorlukla Alan ya da Yapan Kerizler Federasyonu
Başkaları kafasına göre tarlasına prefabrik, çelik, ağaç, betonarme; işte bir şekilde ev yaparken, seçim öncesi nasılsa belediyeler ses çıkarmaz deyip kaçak kat çıkarken, yani devletin koyduğu kuralları hiçe sayarken bu federasyonumuzun üyeleri köye ev mi yapacaklar, gittiler tarla değil arsa aldılar ve ruhsatlı yaptırdılar; ev mi alacaklar, gittiler kat irtifakı bile yetmez kat mülkiyetli olsun deyip üçse beş verdiler; iskanı olmayan evleri alınabilecek evler listesinden direkt sildiler. Sonra ne mi oldu? Artık tahmin etmesi çok kolay.
İmar affı. Ülkenin nüfusunun dörtte birinin yaşadığı şehrin altında dinamit gibi fay hattı varken ve iskansız yapı oranı %70 iken; imar affı çıktı. Herkes kaçak yapısını beyan etti, çıkan bedeli ödedi, işte yapı kayıt belgesi huzurlarınızda. Hizmet o kadar iyiydi ki; e-devlet üzerinden beyan, ödeme ve belge; hepsi halledildi. Binalar mı? Üç kuruş para verdin ya, kayıtlı oldu artık. Üç liralık kaçak evin de beş lira oldu. Sen mutlu, devlet para topladı mutlu. Deprem olur da bu evler yerle bir olursa? O da mukadderat kardeşim. Göklerdeeeen gelen bir karar vardır. Bir şey diyemezsin.
Söylentiler o ki seçim öncesinde, daha önce yapılan imar affından çok daha kapsamlısı yapılacak. O yüzden bu aralar kaçak ev yapan yapana. Ha bu arada bizim kerizlere mi ne oldu? Onlar hala borç ödüyorlar.
Trafikte Emniyet Şeridinden Geçen Çakarlı Araçları Aval Aval İzleyen Kerizler Federasyonu
Bunca kerizliğin üstüne biraz kafam dağılsın diye Youtube’dan Oğurhan Uğur’un Mevzular Açık Mikrofon programını izleyeyim dedim. Burda seyirciler programın başında dertlerini dile getiriyorlar. Öğretmenlerin kadro sorunları, polislerin intiharları derken biri aldı mikrofonu eline ve trafik polisine ehliyet kaptıran biz şu kadar kişi mağduruz, devlet bizi affetsin dedi. Ben de ağzım açık yok ebesinin mahrem bölgesi artık deyip başlamıştım ki sövmeye, geçen ay Cumhurbaşkanı Erdoğan yaklaşık 2,5 milyon kişinin trafik ceza puanlarının silinmesine ve geri alınan 10 bine yakın ehliyetin geri verilmesine karar verdiklerini ve bunun vatana millete hayırlı olmasını dilediğini ilan etti.
Yani gerçekten insan bazen ne diyeceğine, deyip diyemeyeceğine, kime ne diyeceğine şaşırıyor. Devlet büyüklerimiz, Allah razı olsun bu af kapsamından direksiyona alkol veya uyuşturucu kullanarak geçenleri, ölümlü ya da yaralamalı kazaya karışanları ve drift yapanları çıkarmış. Hay Allah razı olsun ya! Vergisini zamanında ödeyen kerizler başlığında görmüştük, 2000 liraya kadar olan cezalar zaten silinmişti. Oradan zaten hiç ödemeye dahi tenezzül edilmeyen trafik cezaları silindi, buradan da ceza puanları silindi, hatta 100 ceza puanını doldurup ehliyeti alınanlara ehliyetleri de tekrar takdim edildi.
Bu 100 ceza puanını açalım. Ehliyetinize el konulması için son 365 gün içinde 100 ceza puanı almalısınız. Yani öyle ömrünüz boyunca falan değil, son bir yıl içinde. Eğer üzerinden 1 yıl geçtiyse ceza puanınızın etkisi kalmıyor. Bir yılda 100 ceza puanını aşarsanız 2 ay, 200 ceza puanını aşarsanız 4 ay, 300 ceza puanını aşarsanız da ehliyetinize tamamen el konulur. Peki hangi suç kaç ceza puanı? Muayenesiz araç kullanmak ve hız sınırını aşmak 10 puan; emniyet kemeri takmamak ve hatalı sollama yapmak 15 puan, kırmızı ışıkta geçmek ve emniyet şeridinin ihlali 20 puan. Bu yasakların hepsini son bir yılda işleseniz dahi 90 puan yapıyor, ehliyeti kaptırmak için daha da çok suç işlemelisiniz. 2 aylık ve 4 aylık el koymalar geçici ve kısa süreli olduğu için esas mevzu aslında ehliyeti komple elinden elınanlar. Yani bunun için son bir yılda ya 30 kere muayenesiz araç kullanmaktan veya hız sınırını aşmaktan, ya 20 kere emniyet kemeri takmamaktan veya hatalı sollama yapmaktan; ya da 15 kere emniyet şeridi ihlali yapmaktan veya kırmızı ışıkta geçmekten ceza almalısınız. İşte Cumhurbaşkanı tarafından açıklanarak affedilmeleri vatana millete hayırlı olması dilenen vatandaşlar bu saydığım suçları bu kadar sayıda işleyenler, yani trafik teröristleri.
O halde federasyonumuzun sevgili üyeleri, ne yapacağınızı öğrendiniz değil mi? Kırmızı ışıkta geçeni mi gördünüz, çakarlı lüks arabalar selektörleri ile sizin hangi şeritte araba kullanacağınız yönünde sizi terbiye mi ediyor, siz mal gibi sıkışmış trafikte beklerken bazıları emniyet şeridinden akıp gidiyor mu; hepsine itaat edeceksiniz. Bu ülkenin gerçek sahipleri onlar. Sen kurallara uyan, yanlış yaptığında ise bedelini ödeyen olarak bu topraklara ait değilsin. Her şeyi çok iyi bilebilirsin ama önce haddini bileceksin. Bu kuralsızlar ülkesinde her akşam sağından solundan makas atarak geçen biri arabana çarpmadığı için, bugün de trafikten kazasız belasız eve dönebildiğin için şükredeceksin.
Konfederasyonumuza ait federasyonlarımızı size tanıttım. Bu düzen devam ettikçe, her geçen gün, yenilerinin de ekleneceği aşikar. Her ne kadar adil toplumsal kuralların hüküm sürdüğü bir düzene inancımızı giderek kaybetsek de siz iktidar sahipleri ve iktidar olmaya çalışan muhalefet üyeleri size inat vergimizi ödemeye, sigorta primlerimizi yatırmaya, trafik kurallarına uymaya ve kaçak evlerde oturmamaya devam edeceğiz. Ama siz de yatın kalkın konfederasyonumuzun keriz üyelerine şükredin. Hala o koltuklarda oturuyorsanız, bindiğiniz lüks arabaları, yiyip bitiremediğiniz bu rantı biz kerizlere borçlusunuz. Bir gün bu ülkenin kerizleri derin uykusundan uyanırsa hepiniz kaçacak delik ararsınız, benden söylemesi.
Eğer yazıyı beğendiyseniz;
Yeni yazılardan haberdar olabilmek için yazının en üstünde sağ köşesinde yer alan "Kaydol" sekmesinden siteye üye olabilir ya da aşağıdaki logolar vasıtasıyla sosyal medya hesaplarını takip etmeye başlayabilirsiniz.
Yazılardan daha fazla kişinin haberdar olmasını isterseniz de, yazıları whatsapp/telegram gruplarında ve sosyal medya uygulamalarında paylaşabilirsiniz.
Her zaman farkında kalabilmek ümidiyle.
Comments